Sağlığınız İçin Doğru Bilgilere Ulaşın!

Tüm Soruların Cevabı Burada!

Sağlık hizmetlerimiz ve ameliyatlarımızla ilgili tüm merak ettiklerinizi burada bulabilirsiniz.

Türkiye'de obezite cerrahisi konusunda güvenli ve etkili bir şekilde hizmet sunulmaktadır. Özellikle "Mediterranean Healing Hospital" olarak hizmet veren hastanemiz, obezite cerrahisinde uzmanlaşmış doktorlarının yanı sıra deneyimli sağlık personeli ve modern teknolojik ekipmanlarıyla donatılmıştır.


"Mediterranean Healing Hospital", obezite cerrahisi sürecinin her aşamasında gereken önlemleri alarak güvenli bir ortam sunmakta ve uluslararası standartlara uygun hizmet sunmaktadır. Uzman hekimlerimiz, hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre tedavi planları oluşturmakta ve ameliyat öncesi ve sonrasında tüm gereken destekleri sağlamaktadır.


Hastane olarak, yüksek hasta memnuniyeti odaklı çalışma anlayışımızla, 15.000'i aşkın çalışanımızla hizmet vermekteyiz. Obezite cerrahisi konusunda uzmanlaşmış ekiplerimiz, hastaların sağlıklı yaşamlarına kavuşmalarını desteklemek için kişiselleştirilmiş tedavi planları sunmaktadır.


Sonuç olarak, Türkiye'deki sağlık sistemi, obezite cerrahisi konusunda güvenli ve etkili hizmet sunmaktadır. Markamız, uzman kadromuz ve modern tıbbi ekipmanlarımızla sağlıklı bir yaşama adım atmanız için sizlere destek olmaktan memnuniyet duyarız.

Obezite cerrahisi, genellikle 18 ila 65 yaş arasındaki kişilere uygulanabilir. Ancak, bu sınırlar kesin olmamakla birlikte, her hasta bireysel olarak değerlendirilmelidir. Yaş, obezite cerrahisi için tek başına bir engel teşkil etmez. Bununla birlikte, ameliyat öncesinde ve sonrasında hastanın genel sağlık durumu dikkate alınmalıdır.


Genç hastalarda, cerrahi seçenekler daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu nedenle, ergenlik çağında olanların obezite cerrahisi için uygun adaylar olduğunu belirlemek için uzman bir sağlık ekibi tarafından ayrıntılı bir değerlendirme yapılması önemlidir.


Buna karşılık, ileri yaşta (65 yaş üzeri) olan hastalar için de obezite cerrahisi seçeneği vardır. Ancak, bu durumda, ameliyat riskleri ve komplikasyonları daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Hastanın genel sağlık durumu, yaşam tarzı ve beklentileri göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.


Sonuç olarak, obezite cerrahisi için kesin bir yaş sınırı olmamakla birlikte, her hasta bireysel olarak değerlendirilmeli ve uzman bir sağlık ekibi tarafından en uygun seçenek belirlenmelidir.

Mini Gastrik Bypass, mideyi küçültmek ve bağırsağın bir kısmını bypas etmek suretiyle çalışan bir cerrahi işlemdir. Amacı, besin alımını sınırlamak ve emilimini azaltarak kilo verme sürecine yardımcı olmaktır.

Bu prosedürde, mide yaklaşık yüzde 80-90 oranında küçültülür ve daha sonra ince bağırsağın bir kısmı bu yeni, küçük mideye bağlanır. Bu durumda gıdalar, küçülen midenin üzerinden geçerek direkt olarak ince bağırsağa iletilir. Bu, gıdaların sindiriminin bir kısmının atlanmasına ve daha az kalori emilmesine neden olur.

Mini Gastrik Bypass operasyonu, obezite problemi yaşayan ve diğer kilo verme yöntemleriyle başarısız olan kişiler için düşünülebilir. Genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 40'ın üzerinde veya 35'in üzerinde olan ve obeziteye bağlı sağlık sorunları yaşayan bireyler için önerilir. Ancak her hasta için uygun bir seçenek olup olmadığı konusu, doktorlar tarafından bireysel olarak değerlendirilmelidir.

Mini Gastrik Bypass operasyonu, diğer obezite cerrahisi yöntemlerine göre bazı avantajlara sahiptir. Bunlar şunları içerebilir:

Kalıcı kilo kaybı: Mini Gastrik Bypass ile uzun vadeli kilo kaybı elde etmek mümkündür.

Diyabet kontrolü: Bu prosedür, tip 2 diyabeti olan hastalarda kan şekeri seviyelerinin düşmesine yardımcı olabilir.

Sindirim sorunlarından kaçınma: Gastrik bypass operasyonlarında olduğu gibi, mide-bağırsak bağlantısının değiştirildiği için sindirim sorunlarına yol açma riski daha düşüktür.

Mide küçültme (tüp mide) ameliyatı, midenin hacmini azaltarak kişinin daha az yiyecek tüketmesini sağlayan bir cerrahi işlemdir. Bu ameliyat genellikle obezite tedavisi için tercih edilir.

Ameliyat sırasında, midenin büyük bir kısmı çıkarılır ve geriye küçük bir tüp şeklinde bir mide kalır. Bu yeni mide, daha az yiyecek alımına izin verir ve tokluk hissi daha hızlı oluşur.

Evet, Mide küçültme (tüp mide) ameliyatı kilo vermenizi sağlar. Ameliyat sonrasında, daha az yiyecek tüketebileceğiniz için kilo kaybı yaşarsınız. Ancak, ameliyat sonrası yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli egzersiz yapmak da önemlidir.

Mide küçültme (tüp mide) ameliyatı, obezite problemi olan ve kilo vermek için diğer yöntemlerden sonuç alamayan kişiler için uygundur. Genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 40'ın üzerinde veya VKİ 35-40 arasında olup obeziteye bağlı sağlık sorunları olan kişilere önerilir.

Ameliyat sonrası, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Bu, dengeli bir beslenme planı takip etmek, düzenli egzersiz yapmak ve doktorunuzun önerdiği takviyeleri almak anlamına gelir. Ayrıca, ameliyat sonrası destek ve takip programlarına katılmak da faydalı olabilir.

Mide küçültme (tüp mide) ameliyatı, obezite tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ancak, başarılı sonuçlar elde etmek için yaşam tarzı değişikliklerine bağlı kalmak önemlidir. Ameliyat sonrası kilo vermek ve sağlıklı bir kilo korumak için beslenme alışkanlıklarınızı ve egzersiz rutininizi sürdürmeniz gerekmektedir.

Roux-en-Y Gastrik Bypass, obezite tedavisinde kullanılan bir cerrahi prosedürdür. Bu işlemde mide küçültülür ve bağırsaklar yeniden düzenlenir. Bu sayede yiyecek alımı azalır ve besin emilimi değişir.

Roux-en-Y Gastrik Bypass işlemi genellikle laparoskopik olarak gerçekleştirilir. Cerrah, karın bölgesine küçük kesiler yapar ve bir kamera ile birlikte ince cerrahi aletler kullanarak mideyi küçültür ve bağırsakları yeniden düzenler.

Roux-en-Y Gastrik Bypass, aşırı kilolu veya obez olan ve diğer kilo verme yöntemleriyle başarısız olan kişilere uygulanabilir. Ancak her hasta için uygun olup olmadığına karar vermek için doktorunuzla görüşmeniz önemlidir.

Roux-en-Y Gastrik Bypass, obezite ile ilişkili sağlık sorunlarının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Bunlar arasında tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi ve eklem problemleri gibi durumlar bulunur. Ayrıca kilo kaybı da sağlayabilir.

Roux-en-Y Gastrik Bypass sonrası, yiyecek alımınızı ve beslenmenizi değiştirmeniz gerekebilir. Örneğin, küçük porsiyonlarla sık sık yemek yemek, protein ağırlıklı bir diyet takip etmek ve vitamin ve mineral takviyeleri almak önemlidir. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak da önerilir.

Mide balonu, kilo verme amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Gastrik balon olarak da adlandırılan bu işlemde, midenin içine şişirilebilen bir balon yerleştirilir. Balon, midede yer kaplayarak kişinin iştahını azaltır ve daha az yemek yemesine yardımcı olur.

Mide balonu, endoskopik olarak yerleştirilir. Bir tüp aracılığıyla ağıza sokulan balon, yutulduktan sonra midenin içerisine yerleştirilir. Ardından, balon gaz veya sıvı ile doldurularak şişirilir ve sabitlenir.


Mide balonu, kilo vermek isteyen ancak diğer zayıflama yöntemlerinde başarılı olamayan bireylere önerilebilir. Genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 30 ile 40 arasında olan obez veya aşırı kilolu kişilere uygulanır. Ancak herkes için uygun olmayabilir ve doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.


Mide balonu genellikle 6 ila 12 ay arasında kalır. Bu süre, balonun tipine ve hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilir. Balonun uzun süreli kullanımı önerilmez çünkü potansiyel riskler oluşabilir.

Mide balonu, kilo verme sürecini destekleyen bir araçtır. Ancak başarılı sonuçlar, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte kullanıldığında elde edilir. Her bireyin kilo kaybı deneyimi farklı olabilir, ancak ortalama olarak 6 ila 12 ay içinde 10 ila 30 kilogram arasında kilo verilebilir.

Transit Bipartisyon, obezite cerrahisi prosedürlerinden biridir. Bu işlem sırasında mide, daha küçük bir boyuta getirilir ve bağırsak yolunda değişiklikler yapılır. Ameliyat sonucunda, yemek alımı azalır ve emilim süreci değişir, bu da kilo kaybına yol açar.


Transit Bipartisyon ameliyatı genellikle laparoskopik cerrahi olarak bilinen minimal invaziv bir teknikle gerçekleştirilir. Cerrah, karın bölgesine küçük kesiler yapar ve bir kamera ve ince cerrahi aletler yardımıyla işlemi gerçekleştirir. Mide, iki bölüme ayrılır ve bağırsaklarda yeniden düzenlemeler yapılır.


Transit Bipartisyon ameliyatı, aşırı kilolu veya obez olan ve diğer kilo verme yöntemleriyle başarısız olan kişilere uygulanabilir. Genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 40'ın üzerinde olan veya VKİ 35'in üzerinde olan ve obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarına sahip kişiler için önerilir.


Transit Bipartisyon ameliyatı, iki mekanizma aracılığıyla kilo kaybını destekler. İlk olarak, mideyi küçültür ve daha küçük bir yemek hacmini tolere etmeye yardımcı olur. İkincisi, bağırsaklarda yapılan değişiklikler, besin emilimini azaltır, bu da daha az kalori almanıza ve kilo vermenize yardımcı olur.


Transit Bipartisyon ameliyatından sonra iyileşme süreci bireyden bireye değişebilir, ancak genellikle hastaların hastanede kalış süresi 3 ila 5 gün arasında olabilir. İyileşme süreci boyunca, özel bir diyet takip etmek, fiziksel aktiviteyi sınırlamak ve cerrahın önerdiği takip kontrollerine katılmak önemlidir. Hastalar, ameliyat sonrası kilo kaybını sürdürmek ve sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerini benimsemek için diyetisyen veya obezite cerrahi ekibiyle uzun vadeli bir takip planı oluşturabilir.


Duodenal Switch, obezite tedavisi için yapılan bir cerrahi prosedürdür. Bu işlemde midenin bir kısmı çıkarılır ve bağırsakların yeniden yönlendirilmesi yapılır.


Duodenal Switch, diğer obezite cerrahisine göre daha fazla kilo kaybı sağlayabilir. Ayrıca, şeker hastalığı gibi obezite ile ilişkili hastalıkların düzeltilmesine de yardımcı olabilir.


Duodenal Switch genellikle aşırı obez olan (BMI 50'nin üzerinde) bireyler için düşünülen bir seçenektir. Ayrıca, metabolik sendromu olan ve kilo vermek için diğer yöntemlerden yeterli sonuç alamayan bireyler de bu prosedürü düşünebilir.


Duodenal Switch ameliyatından sonra, ömür boyu beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak önemlidir. Bunlar arasında sağlıklı ve dengeli bir diyet, düzenli egzersiz, takviye vitamin ve mineral alımı ve düzenli doktor kontrolleri yer alır.


Mide botoksu, botulinum toksininin mide kaslarına enjekte edilerek kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu işlem, mide hareketlerini yavaşlatarak ve doygunluk hissini artırarak kişinin daha az yemek yemesine yardımcı olmayı amaçlar.


Mide botoksu, daha küçük porsiyonlarla doyma hissinin hızlı bir şekilde sağlanmasına yardımcı olabilir. Bu da kişinin daha az yemek yemesine ve dolayısıyla kilo kaybetmesine katkıda bulunabilir. Ancak, mide botoksu tek başına bir zayıflama yöntemi değildir ve diyet ve egzersizle desteklenmelidir.


Mide botoksu için adaylık kriterleri, bireysel olarak belirlenir ve bir sağlık uzmanı tarafından değerlendirilir. Genellikle, VKİ'si 30'un altında olan ve obezite cerrahisine uygun olmayan kişiler, mide botoksu için aday olabilir. Sağlık durumu, tıbbi geçmiş ve diğer faktörler de göz önünde bulundurulur.


Mide botoksu işlemi, etkisi geçici olan bir tedavi yöntemidir. Genellikle yaklaşık 3 ila 6 ay arasında sürer ve etkisi zamanla azalır. Kalıcı bir çözüm olarak düşünülmez ve tekrarlanması gerekebilir.


Rinoplasti, burun şeklini veya boyutunu değiştirmek için yapılan cerrahi bir prosedürdür. Genellikle burnun kemik, kıkırdak ve dokularını yeniden şekillendirmek veya düzeltmek amacıyla yapılır. Prosedür genellikle burun içinden veya bazen de dışarıdan küçük kesilerle gerçekleştirilir.

Rinoplasti ameliyatının süresi kişinin ihtiyaçlarına ve burun yapısına bağlı olarak değişebilir, genellikle 1 ila 3 saat arasında sürer. Genellikle genel anestezi altında yapılan bu prosedürde hasta operasyon sırasında uyutulur ve herhangi bir acı veya rahatsızlık hissetmez.

Rinoplasti sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle ilk birkaç hafta boyunca şişlik ve morluklar oluşabilir. İlk birkaç gün boyunca burnun üzerine nazikçe soğuk kompres uygulamak şişliği azaltabilir. Tam iyileşme süreci birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir ve sonuçlar zaman içinde daha belirgin hale gelir.

Rinoplasti bazen burun içindeki form ve yapıyı değiştirebilir, bu da bazı kişilerde geçici olarak burun tıkanıklığı veya nefes alma sorununa neden olabilir. Ancak çoğu durumda, bu sorunlar iyileşme süreciyle birlikte düzelir ve kişi normal nefes alma fonksiyonuna geri döner. Doktorunuzun talimatlarına uyarak burun temizliği ve nemlendirme yöntemlerini takip etmek, iyileşme sürecinde nefes alma sorunlarını hafifletebilir.

Rinoplasti sonrası doktorunuz size özel bir iyileşme programı önerecektir. Bu genellikle nazik temizlik, burun içine nemlendirici sprey uygulama ve burun üzerine basınç yapmaktan kaçınmayı içerir. İyileşme sürecinde doktorunuzun önerilerine uymak ve düzenli kontrolleri takip etmek önemlidir.

Yüz ve boyun germe ameliyatı, yaşlanma süreci veya kilo kaybı gibi faktörler nedeniyle yüz ve boyun derisindeki sarkmaları düzeltmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu ameliyat, cilt ve kasları daha genç ve daha sıkı bir görünüm elde etmek amacıyla gerilerek fazlalıklarının çıkarılmasını içerir.


Yüz ve boyun germe ameliyatı genellikle genel anestezi altında yapılır. Cildin kesilen bölgesine uygun bir kesi yapılır ve alttaki kaslar ve dokular daha genç bir görünüm elde etmek için gerilir. Fazla cilt kesilir ve dikişlerle kapatılır. Ameliyat sonrası iyileşme süresi genellikle birkaç hafta sürer.


Yüz ve boyun germe ameliyatının süresi hastanın durumuna ve ameliyatın karmaşıklığına bağlıdır. Genellikle ameliyat 2 ila 5 saat arasında sürer.


Yüz ve boyun germe ameliyatının potansiyel yan etkileri arasında geçici şişlik, morluklar, ağrı, kulaklarda hissizlik veya gerilim hissi, enfeksiyon, yara izleri ve istenmeyen sonuçlar bulunabilir. Ancak, bu yan etkiler genellikle geçicidir ve uygun bakım ve iyileşme süreciyle azaltılabilir.


Evet, yüz ve boyun germe ameliyatı genellikle uzun süreli sonuçlar sağlar. Ameliyat sonrası yaşlanma süreci devam eder, ancak cerrahi işlem yapılan bölgedeki sarkma ve kırışıklıklar daha genç bir görünüm elde etmek için uzun bir süre minimum düzeyde kalır. Sonuçların süresi kişinin yaşam tarzına ve cilt bakımına da bağlıdır.


Meme büyütme ameliyatını düşünmek için birkaç faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar arasında meme boyutunun veya şeklinin kişinin kendine olan güvensizliğini etkilemesi, meme gelişiminin yetersiz veya asimetrik olması, hamilelik veya kilo kaybı sonrası meme hacminde azalma gibi durumlar yer alabilir. Ancak her hasta için bireysel bir değerlendirme yapılması önemlidir.


Meme büyütme ameliyatı genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Cerrah, meme üzerindeki kesiden veya koltukaltından implantları yerleştirir. İmplantlar ya tuzlu su çözeltisi içeren silikon jellerden veya tuzlu su çözeltisiyle dolu silikon kabarcıklarından oluşabilir. Kesiler daha sonra dikişle kapatılır ve iyileşme süreci başlar.

Ameliyat sonrası hafif bir ağrı ve rahatsızlık hissi normaldir. Ancak bu ağrı genellikle yönetilebilir ve ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. Ameliyat sonrası dönemde doktorunuz size ağrı yönetimi konusunda önerilerde bulunacaktır.

Meme büyütme ameliyatının bazı riskleri vardır. Bunlar arasında enfeksiyon, kan pıhtılaşması, implant sızıntısı veya deformasyonu, his kaybı, skar oluşumu gibi komplikasyonlar sayılabilir. Bu riskler nadir olsa da, cerrahınız size bu konuda daha ayrıntılı bilgi verecektir.


İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle birkaç hafta sürer. Ameliyattan sonra meme bölgesinde şişlik, morluk ve hassasiyet olabilir. Fiziksel aktivitelerin sınırlı olduğu bir süre boyunca dinlenmek önemlidir. Cerrahınız size iyileşme süreci hakkında daha spesifik talimatlar verecektir.


Meme dikleştirme ameliyatı, sarkmış veya düşük olan göğüsleri daha estetik bir görünüme kavuşturmak için yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu işlemde meme dokusu yeniden şekillendirilir, fazla deri çıkarılır ve meme ucu yukarıya doğru yerleştirilir.


Meme dikleştirme ameliyatı genellikle lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. Cerrah, göğüslerin durumuna bağlı olarak farklı teknikler kullanabilir. Yaygın olarak kullanılan yöntemler arasında "lollipop" veya "anchor" adı verilen kesilerle meme dokusunun yeniden şekillendirilmesi bulunur.


İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle meme dikleştirme ameliyatının ardından birkaç hafta sürebilir. İlk birkaç gün hafif ağrı, şişlik ve morarma olabilir. Doktorunuz tarafından önerilen talimatlara uymanız, dikişlerin bakımını yapmanız ve fiziksel aktivitelerden kaçınmanız önemlidir.

Evet, meme dikleştirme ameliyatı sırasında meme büyütme işlemi de yapılabilmektedir. Bu durumda, meme protezleri kullanılarak göğüslerin hacmi artırılabilir ve aynı zamanda dikleştirme işlemi gerçekleştirilebilir.

Meme dikleştirme ameliyatının sonuçları genellikle uzun süreli olabilir, ancak yaşlanma, kilo değişimi veya hamilelik gibi faktörler zamanla etkisini gösterebilir. İyi bir şekilde iyileşme ve bakım sağlamak, sonuçların uzun süre korunmasına yardımcı olabilir. Ameliyat sonrası doktorunuzun önerilerine uymak önemlidir.

Karın germe ameliyatı, karın bölgesindeki fazla yağ ve sarkmış deriyi gidermek için yapılan bir cerrahi işlemdir.


Karın germe ameliyatında, cerrah karın bölgesindeki fazla yağı çıkarır, karın kaslarını sıkılaştırır ve sarkmış deriyi düzelterek daha estetik bir görünüm elde eder. Bu işlem genellikle bir ameliyathane ortamında genel anestezi altında gerçekleştirilir.


Karın germe ameliyatı, fazla yağı ve sarkmış deriyi gidermek için yapılan bir işlemdir. Bu nedenle ameliyat sonrasında bir miktar kilo kaybı yaşanabilir. Ancak, karın germe ameliyatı bir kilo verme yöntemi olarak değil, daha sıkı ve düzgün bir karın bölgesi görünümü elde etmek için yapılan bir estetik prosedürdür.

Evet, karın germe ameliyatı sonrasında izler oluşabilir. Ancak, cerrahınız genellikle bu izleri bikini hattının altına veya iç çamaşırı hattının üzerine yerleştirerek mümkün olduğunca görünmez hale getirmeye çalışacaktır.


Karın germe ameliyatından sonra hastalar genellikle yaklaşık 2-4 hafta içinde normal günlük aktivitelere dönebilirler. İlk birkaç gün hafif ağrı ve rahatsızlık hissi normaldir, ancak bu süreç zamanla azalır. Tam iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle birkaç ay sürer. Ameliyat sonrası dönemde doktorun talimatlarına uymanız önemlidir.


Liposuction, vücuttaki fazla yağ dokusunun cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu işlem, kişinin istenmeyen yağ birikintilerinden kurtulmasına ve daha şekilli bir vücuda sahip olmasına yardımcı olur.

Liposuction, genellikle küçük bir kanül adı verilen ince bir tüp vasıtasıyla cilt altındaki yağ dokusunun emilerek çıkarılmasıyla gerçekleştirilir. Bu işlem genellikle lokal anestezi veya sedasyon altında yapılır.


Liposuction sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle birkaç gün sürebilir. İşlem sonrasında şişlik, morarma ve hafif ağrılar normaldir. Doktorunuz tarafından belirtilen talimatlara uymak ve düzenli olarak kontrollerinizi yapmak iyileşme sürecini hızlandırabilir.


Evet, liposuction ile çıkarılan yağ hücreleri kalıcı olarak yok edilir. Ancak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmadan kilo almak, vücutta kalan yağ hücrelerinin büyümesine neden olabilir. Bu nedenle, liposuction sonrasında sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek önemlidir.


Liposuction, deneyimli bir plastik cerrah tarafından yapıldığında genellikle güvenli bir işlemdir. Ancak, her cerrahi işlemde olduğu gibi riskleri vardır. Komplikasyonlar enfeksiyon, kanama, ciltte dalgalanmalar veya asimetri gibi durumları içerebilir. Bu nedenle, liposuction yaptırmadan önce doktorunuzla risksiz ve uygun bir aday olup olmadığınızı değerlendirmeniz önemlidir.


Brezilya poposu kaldırma, popo bölgesindeki sarkıklığı gidermek ve daha dolgun, kalkık bir şekil elde etmek için yapılan cerrahi bir işlemdir.


Bu işlem genellikle yağ enjeksiyonu veya gluteal implantlar kullanılarak yapılır. Yağ enjeksiyonunda, vücudun farklı bölgelerinden alınan yağ, popoya enjekte edilir. Gluteal implantlar ise yapay implantların popo bölgesine yerleştirilmesini içerir.


Bu, işlemin karmaşıklığına ve tercih edilen yönteme bağlı olarak değişebilir. Genellikle 2 ila 4 saat arasında sürebilir.


İyileşme süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genellikle birkaç hafta sürer. Ameliyat sonrası dönemde şişlik, morluk ve rahatsızlık olabilir. Doktorunuzun talimatlarına uyarak dinlenmek, yara bakımını yapmak ve belirli bir süre için fiziksel aktivitelerden kaçınmak önemlidir.


Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, Brezilya poposu kaldırma ameliyatı da potansiyel riskler içerir. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, anestezi reaksiyonları, yara iyileşmesi sorunları ve asimetri gibi komplikasyonlar yer alabilir. Bu nedenle, ameliyat öncesinde doktorunuzla riskleri ve beklentileri detaylı bir şekilde tartışmanız önemlidir.


Kol germe ameliyatı, sarkmış veya gevşek deri ve dokuların kol bölgesindeki fazlalıklarını gidermek için yapılan bir cerrahi prosedürdür. Bu ameliyat genellikle yaşlanma, kilo kaybı veya cilt elastikiyetinin azalması sonucunda oluşan sarkmalardan kurtulmak için tercih edilir.


Ameliyat genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Cerrah, kolun iç veya dış bölgesine bir kesik yapar ve fazla deri ve yağ dokusunu çıkarır. Daha sonra cilt, gerilerek dikilir ve istenen şekli elde etmek için gerektiğinde liposuction da uygulanabilir.


Ameliyat sonrası kol bölgesinde şişlik, morluk ve hafif ağrılar normaldir. Birkaç gün boyunca dinlenmek ve kolunuzu yüksek tutmak önemlidir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle 2 ila 4 hafta içinde günlük aktivitelere geri dönülebilir.


Tüm cerrahi prosedürlerde olduğu gibi kol germe ameliyatının da bazı riskleri vardır. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı komplikasyonlar, yara iyileşmesi sorunları ve duyu kaybı sayılabilir. Ancak bu komplikasyonların görülme olasılığı düşüktür.


Evet, kol germe ameliyatı kalıcı sonuçlar sağlar. Ameliyat sonrası sarkan deri ve dokuların çoğu uzaklaştırıldığı için elde edilen sonuçlar genellikle kalıcıdır. Bununla birlikte, yaşlanma süreci devam ettiği için zamanla tekrar sarkmalar oluşabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve cilt bakımıyla sonuçları daha uzun süre koruyabilirsiniz.


İç bacak germe ameliyatı, genellikle kilo kaybı veya yaşlanma nedeniyle oluşan sarkık iç bacak cildini düzeltmek için yapılan bir cerrahi işlemdir.


İç bacak germe ameliyatı genellikle anestezi altında yapılır. Cilt kesisi yapılarak fazla deri ve yağ dokusu çıkarılır. Cilt daha sonra gerilerek kesiler kapatılır.

İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle ameliyat sonrası ilk birkaç hafta boyunca ağrı, şişlik ve morluklar görülebilir. Tam iyileşme süreci yaklaşık birkaç ay sürebilir.

İç bacak germe ameliyatının süresi hastanın durumuna bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle 2 ila 4 saat arasında sürer.


İç bacak germe ameliyatı sonuçları genellikle kalıcıdır. Ancak yaşlanma, kilo alımı ve diğer faktörler sonucunda zamanla tekrar sarkma oluşabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek sonuçların daha uzun süreli olmasına yardımcı olabilir.


Jinekomasti, erkeklerde meme dokusunun büyümesi durumudur. Bu genellikle hormon dengesizlikleri, genetik faktörler veya ilaç kullanımı gibi nedenlerle oluşabilir.

Jinekomasti tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak liposuction, jinekomastinin tedavisinde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Liposuction, fazla yağ dokusunun vakumla alınmasıyla gerçekleştirilen bir cerrahi işlemdir.


Jinekomasti ameliyatı süresi, kişinin durumuna ve tedavi yöntemine bağlı olarak değişebilir. Genellikle 1 ila 3 saat arasında sürer.


Jinekomasti ameliyatı sonrasında bireysel iyileşme süreci değişebilir, ancak genellikle birkaç hafta içinde normal günlük aktivitelere dönülebilir. Şişlik ve morluklar ilk birkaç hafta sürebilir, ancak zamanla azalır.


Jinekomasti ameliyatı genellikle kalıcı sonuçlar sağlar. Ameliyatla alınan yağ dokusu ve fazla meme dokusu çıkarıldığı için, jinekomasti tekrarlama olasılığı düşüktür. Ancak yaşlanma, aşırı kilo alımı veya hormonal değişiklikler gibi faktörler sonucunda yeni meme büyümesi oluşabilir.